Üç kuşaktır süregelen ustalıkla Safranbolu’dan dünyaya yayılan eşsiz lokum lezzeti!
Aylık 180 ton üretim kapasitesine sahip olan tesislerimizde, en yüksek hijyen ve kalite standartlarında, geleneksel tariflere bağlı kalarak büyük bir özen ve titizlikle üretim yapıyoruz.
Ürünlerimiz
-
S-132Parça Çikolatalı Orman Meyveli Kremalı Sarma Lokum
-
S-103File Fıstıklı Çikolatalı Sarma Lokum
-

İncirli Atom Sarma Lokum
-
S-173Damla Çikolatalı Tiramisu Bademli Sarma Lokum
-
S-174Böğürtlenli Fıstıklı Kremalı Sarma Lokum
-
J-102Güllü Lokum
-
S-123Nesquikli Fındıklı Kremalı Sarma Lokum
-

Özel Fıstıklı Kremalı Sarma Lokum
Safkar Blog

En İyi Lokum Markası Hangisi?
Türk mutfağının en özel tatlarından biri olan lokum, asırlardır misafirperverliğin, dostluğun ve zarif ikramların sembolü olmuştur. Bugün “en iyi lokum markası hangisi” sorusuna yanıt arayan birçok…

Lokum Nasıl Saklanmalı? Tazelik İçin Altın Kurallar
Lokum nasıl saklanmalı sorusu, hem bireysel tüketiciler hem de toptan alım yapan işletmeler için oldukça önemlidir. Türk lokumu, yüzyıllardır tatlı kültürünün en özel parçalarından biri olmasına…

Lokum Çeşitleri Nelerdir? Hangi Tür Hangi Pazara Uygun?
Lokum çeşitleri nelerdir? sorusu, özellikle toptan alım yapan firmalar ve ihracatçılar için en sık sorulan sorulardan biridir. Çünkü lokum, sadece Türkiye’de değil, dünyanın birçok ülkesinde Türk…
Hakkımızda
1945 yılında İstanbul’da başlayan serüveniyle İsmail Hamamcı, lokum üretiminde ustalık kazanmak amacıyla dönemin en yetkin ustalarıyla çalışma fırsatı bulmuştur. Genç yaşına rağmen sergilediği dikkat çekici yetenek ve çalışkanlık sayesinde kısa sürede fark yaratarak, İstanbul’un saray mutfağında görev alan ustalardan özel tarifler, incelikli püf noktaları ve geleneksel üretim sırlarını öğrenme ayrıcalığına sahip olmuştur.
Ustalık seviyesine ulaştıktan sonra memleketi Safranbolu’ya dönen İsmail Hamamcı, burada Karaağaç Şekerleme adlı ilk üretim tesisini kurarak lokum üretiminin yanı sıra helva ve reçel gibi geleneksel lezzetleri de ürün yelpazesine dahil etmiştir. Oğlu Ahmet Hamamcı’yı da bu sürece dahil ederek, ustalığını ve bilgi birikimini bir sonraki nesle aktarmıştır. Böylece aile geleneğine dönüşen bu miras, zamanla daha da güçlenerek büyümüştür.









